Sayın Ishfaq Beşir (ODTÜ'de Keşmir öğrenci) tarafından Konuşması Keşmir Kara Günü kutlamanız yapılan

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla; (Bismillahirrahmanirrahim)

İyi akşamlar hanımlar ve beyler. Ben Ishfaq Bashir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ’de) inşaat mühendisliğinde yüksek lisans yapıyorum. Azadi Keşmir’de doğup büyüdüm. Kalbimizin Keşmirli olanlarla beraber attığını göstermek için her yıl 27 Ekim’de Keşmir bağımsızlık gününü kutluyoruz. Bugün bir Keşmirli olarak size Keşmir’in hikayesini anlatmak için karşınızdayım. Keşmir; günümüzde ikiye ayrılmış durumda: bugün ailemin yaşadığı Azadi Keşmir ve Hindistan tarafından işgal edilmiş, bu haksız işgal yüzünden hiç göremediğim birçok akrabamın yaşadığı Cemmu Keşmir.


Ben Azadi Keşmir’de Neelum vadisinde yaşıyorum. Neluum vadisi sınır kontrol çizgisi boyunca uzanmaktadır. Ben, ailem ve yakın çevredekiler bu sınırdaki bombardımanın doğrudan hedefi olduk. 1999 (bin dokuz yüz doksan dokuz) ‘da benim kendi köyümde; beş lise öğrencisi, öğle vakti okuldan evlerine dönerken Hindistan askeri birliklerinin yoğun bombardımanları yüzünden, yollunu kaybetti. Ve ekim 2000 (iki bin)’de kuzenim sınır kontrol çizgisinde şehit oldu ve ben aynı gün orada acı çeken onlarca insan gördüm. Tarlalar yok ediliyor, hayvanlar öldürülüyor, evlerimiz yıkılıyor… Jammu Keşmir’de ise durum daha da kötü…


Allah bu dünyaya güzellikler bahşetti. Dünya’daki her yer birbirinden farklı ama hepsinin ayrı bir büyüsü var. Bir zamanlar yeryüzündeki cennet olarak bilinen Keşmir; son 65(altmış beş) yıldır çatışma içinde ve kendi halkının itirazlarına rağmen Hindistan’ın işgali altında. Keşmirlilerin; Güvenlik konseyine, insan haklarına ve Hindistan’ın kurucularının verdiği sözlere uygun olarak bulunduğu barış talepleri; şiddet ve baskıyla cevap buldu.


Keşmir sadece bir bölge sorunu değil; aynı zamanda bir insanlık sorunu. Ayrılan şey Keşmir değil, ayrılan şey insanlar, ayrılan şey biz Keşmirlilerin paylaştığı yüz yıllık kültür. Ayrılanlar; sınırın diğer tarafında kalan kardeşlerimiz. Paylaştığımız şey ise, Hint askeri kuvvetlerinin şiddeti karşısında hissettiğimiz acı…. İronik olan şey şu ki; Hindistan, demokratik bir ülke olduğunu iddia ediyor ama gerçekte Hindistan’ın bir Keşmirlilere gösterdiği bir de dünyanın geri kalanına gösterdiği iki yüzü var. Keşmir insan haklarının dramatik ihlaline şahit oldu; insanlar zincirlendi, siyasi liderleri hapsedildi. İnsan değilmişiz gibi, haklarımız yokmuş gibi davranılıyor. Keşmir Vadisi; rastgele insan öldüren, masum erkekleri, kadınları ve hatta çocukları yaralayan 700.000( yedi yüz bin) silahlı güvenlik kuvvetiyle dünyanın en çok silahlandırılmış bölgelerinden biri.

Azadi Keşmir bölgesine ait olan bizler, Pakistan’la olan kardeşçe ilişkimizden memnunuz ama eşit haklardan mahrumuz ve Pakistan’ın demokratik sisteminde tam olarak yer almak istiyoruz; ancak bu; Keşmir sorunu Keşmirlilerin isteği doğrultusunda çözülmediği sürece mümkün olmayacak. Türk milletine ve hükümetine Keşmir’i destekledikleri ve 2005 depreminde yardım ettikleri için burada teşekkür etmek istiyorum. Uluslararası toplumun insan haklarının ihlaline karşı gereken tepkiyi göstermesinin zamanı geldi; eğer biz Keşmirliler olarak sesimizi çıkarmayacaksak kim ses çıkaracak?
Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.


No comments:

Post a Comment