Pakistan Büyükelçisi Ekselansları Sayın Sohail Mahmood’un ESAM Seminerinde “Keşmir Dayanışma Günü’nü” anarken görüşleri Ankara, 7 Şubat 2017

Ekselansları,
Saygıdeğer konuklar,
Baylar ve Bayanlar: Esselam-ı Aleyküm

Gözlerimizi alabilirsiniz ama düşlerimizi nasıl alacaksınız.

Bu masum, silahsız ve genç bir Keşmirli kızın devam eden hindistan zalimliklerine karşı nasıl cesaretle ve kararlılıkla yanıt verdiğidir – özellikle Keşmirlilerin gözlerini hedef alan pelet silahlarının kullanımına karşı.

Dahası, ne 70 yıllık yasadışı Hint işgali ne de bu işgali sürdüren Hindistan güvenlik güçlerinin aşırı zalimliği Keşmir halkının ruhunu bastırmakta başarılı olamamıştır.

Onların düşleri ve hevesleri yaşamaya devam ediyor – her gün daha canlı ve güçlü olarak.

Saygıdeğer katılımcılar,

İşgal Altındaki Cammu ve Keşmir, ölümcül silahlarla ve onların kara eylemleri için tam bir dokunulmazlık sağlayan kara kanunlarla donatılmış olan 700,000’den fazla Hindistan güvenlik gücüyle dünyanın en fazla militarize edilmiş bölgelerinden birisi olarak kalmıştır.

Keşmir aynı zamanda Filistin gibi dünyanın en uzun süreli yabancı işgali durumlarından birisi olarak ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin gündemindeki en uzun süreden beridir çözülemeyen meselesi olarak kalmıştır.

70 yıldan fazla süren Hindistan işgali binlerce Keşmirlinin şehit edilmesiyle sonuçlanmıştır.  Sadece 1990’dan beri, 100,000’den fazla masum Keşmirli Hindistan boyunduruğundan kurtulmak için verilen mücadelede en üst derecede fedakarlıkta bulunmuştur. 

Son sekiz aydır, Keşmirliler işgal güçlerinin elinde yenilenmiş zalim bir baskı döngüsüne karşı direnmektedir.

Burhan Wani’nin 8 Temmuz 2016’daki yargısız infazından beri 150 Keşmirli şehit edilmiştir.

20,000’den fazlası yaralanmıştır.

1,000’den fazla Keşmirlinin görüşü Hindistan güvenlik güçleri tarafından pellet kullanımından dolayı kısmen veya kalıcı olarak kapanmıştır.

Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar arasında hiçbir ayrım gözetilmez.  Hepsi ayrım gözetmeksizin hedef alınmaktadır.

Sadece geçen birkaç ay içerisinde, Hindistan işgal güçleri yasadışı olarak hiçbir suçlama olmaksızın 12,000’den fazla masum Keşmirliyi göz altına almıştır.

Sonu gelmeyen sokağa çıkma yasağının, Keşmirli liderlerinin ev hapislerinin veya gözaltına alınmalarının, sokaktaki Keşmirlilerin dövülmesinin ve işkenceye uğramasının, Keşmirli kadınlara edilen tecavüzlerin ve yapılan saldırıların, Keşmirli erkeklerin ortadan kaybolmalarının ve yargısız infazının ve toplu cezalandırmaların ve toplu mezarların ayrıntılarını duymak gerçekten kalpleri kırıcıdır.


Bütün bunlar bir dokunulmazlıkla sürüp giderken, uluslararası medyanın ve uluslararası insan hakları ve insani kuruluşlarının işgal bölgesine erişmesi reddedilmektedir.

Keşmirliler vazgeçilmez kendi kaderlerini belirleme haklarını talep ettikleri için cezalandırılıyorlar – bu hak Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde belirtilmiştir ve onlara tekrar tekrar Güvenlik Konseyi kararları biçiminde Hindistan, Pakistan ve Uluslararası topluluk tarafından tanınmıştır. 

Onların uzun süreli işgal altında olması ve zalimce bastırılması insanlık onurunu gölgelemeye devam etmektedir.

Bazı vicdanlı sesler yükselmiştir, buna BM ve OIC’de dahildir.  Hindistan’daki ve dışarıdaki bazı iyi niyetli insanlar da ayrıca konuşmuştur.

Ancak, acilen bundan daha fazlasına ihtiyaç vardır.

Uluslararası topluluğun İşgal Altındaki Keşmir’de devam eden trajediyi durdurmak için derhal ve kararlı bir şekilde davranması zorunludur.

Biz dünyanın Keşmir meselesine Keşmir halkının isteklerine göre ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak adil, barışçıl ve kalıcı bir çözüm sağlamak için haklı olan rolünü oynayacağını ümit ediyoruz.

Bu Güney Asya’da hem adalet hem de kalıcı barış ve istikrar için vazgeçilmezdir.

Keşmirliler ve Pakistan halkı, Türkiye hükümetinden ve halkından her zaman almış oldukları destek ve dayanışma için derinden minnettardır.

Bu destek Saygıdeğer Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kasım 2016’daki Pakistan ziyareti ve Parlamentonun birleşik oturumuna hitabı sırasında açıkça yeniden teyit edilmiştir.

Türkiye, OIC başkanı olarak aynı zamanda Keşmir’e bir gerçekleri bulma misyonunun gönderilmesi yolunu aramaktadır.

Bu akşam “Keşmir Dayanışma Günü’nü” kutlarken burada bulunan tüm saygıdeğer katılımcılarımız, Türkiye’nin bu asil davaya olan ısrarlı bağlılığının daha ileri bir yansımasıdır.

Bunun için her zamankinden daha fazla minnettarız.

Pakistan kendisine düşeni yaparak Keşmir halkına azami siyasi, diplomatik ve moral desteğini iletmeye devam edecektir.

Ümit ederiz ki, bizim ortak çabalarımız dünyanın vicdanını sarsmaya yardım edecek ve İşgal Altındaki Cammu ve Keşmir’in zorluk çeken insanları için barış, ümit ve özgürlük şafağına giden yolu döşeyecektir inşallah!


Teşekkür ederim.

No comments:

Post a Comment